AVRUPA OBEZİTE GÜNÜ
20 Mayıs 2022


22-mayıs-avrupa-obezite-günü.jpg




"

Tüm dünyada hızla artan Obezite yaşam kalitesini düşüren çok faktörlü kronik bir hastalıktır. Bu nedenle obezite ile mücadele konusunda gerekli önlemlerin alınması zorunlu hale gelmiştir.

Avrupa Sağlık otoriteleri (European Association for the Study of Obesity (EASO)) tarafından 22 Mayıs günü “Avrupa Obezite Günü” olarak kabul etmiştir. 2010 yılında bir kampanya şeklinde başlamıştır. Avrupa’da obeziteye farkındalık için 22 Mayıs'da farklı etkinlikler düzenlenmektedir.

Beslenme alışkanlıklarındaki düzensizlik, çeşitli hastalıklar ve hareketsiz yaşam, obeziteye neden oluyor. İnsan ömrünü kısaltan; diyabet, kalp, tansiyon, solunum yolu ve mide sorunları gibi en az 30 hastalığın nedeni olan obeziteden kurtulmak için mutlaka tedbir yardımı alınması gerekiyor.

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır. Yağ dokusunun oranı; Yetişkin erkeklerde % 12 – 15, Yetişkin kadınlarda %20 – 27 arasındadır. Bu oranların artması şişmanlığın belirtisidir. Bir çok sağlık sorunlarına yol açması nedeniyle şişmanlığın önlenmesi gerekmektedir. Şişmanlık ,Aşırı yemek yeme, Fiziksel hareket Azlığı ,Psikolojik bozukluklar,Metabolik ve hormonal bozukluklar gibi sebeplerden oluşur, Boya uygun vücut ağırlığının dengede tutulması, uzun ve sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır. Şişmanlık (Obezite) Yüksek kan basıncı, Yüksek kan kolesterolü, Kalp-damar hastalıkları, İnme (felç), Şeker hastalığı, Bazı kanser türleri, Solunum yetersizlikleri, Kas-iskelet sistemi hastalıkları vb. sağlık sorunları riskini arttırır. Vücut ağırlığının denetimi için; Yeterli ve dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite ile sürdürülen bir yaşam biçimi seçilmelidir.

Şişman olduğunuzu nasıl anlarsınız?

İdeal kilo beden kitle indeksine(BKİ) göre belirlenir. BKİ boyumuzun karesinin vücut ağırlığına bölünmesiyle elde edilmektedir. BKİ = [Ağırlık (kg) / Boy (m2) ]

 BKİ < 18,5 zayıf

BKİ = 18,5 - 25 arasında ise normal kilolu

BKİ = 25 - 30 ise fazla kilolu

BKİ = 30 - 40 ise obez ‏

BKİ > 40 ise morbit obez

Değerler, boy uzunluğu ile ilişkilidir. Değerlerin bu aralıklarda olması, kilonun sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Sağlıklı kilo için bireyin vücut bileşeni de önemlidir. Sınırların altında veya üstünde olmak sağlık sorunları ile ilgili riskin var olduğunu göstermektedir.

Bel çevresi erkeklerde 94 cm ve kadınlarda 80 cm’nin üzerine çıkmamalıdır. Bel çevresinin erkeklerde 102 cm ve kadınlarda 88 cm’nin üzerine çıkması sağlık riskini arttırır. Şişmanlıktan Korunmak İçin Boyunuza uygun ağırlığı hedefleyin. Sağlıklı ağırlığa sahipseniz kilo almaktan kaçının. Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı edinin Besinlerden aldığınız enerji ile harcadığınız enerji miktarını dengeleyin.Kısa sürede hızla kilo verdiren şok diyetler yerine, Yeterli ve dengeli beslenme ilkelerini içeren zayıflama diyetlerini uygulayın. Yağlı ve şekerli besinleri az ve seyrek tüketin. Besinlerinizi pişirirken kızartma ve kavurma yöntemlerinin yerine haşlama, fırında pişirme, buğulama vb. yöntemleri tercih edin. Düzenli beslenin, öğün atlamayın. Günde 8-10 bardak su için. Her gün en az 30 dakika fiziksel aktivite yapmanızınız önerilir.

Obezite tedavi edilebilen kronik bir hastalıktır. tedavisinde çeşitli yöntemler vardır.Tıbbi beslenme (diyet tedavisi),Egzersiz tedavisi, Davranış değişikliği tedavisi, İlaç tedavisi, Cerrahi tedavi gibi. Obezite tedavisi hekim,diyetisyen, psikolog ve fizyoterapistten oluşan bir ekip tarafından düzenlenmelidir.Obezite tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut ağırlığı kaybı hedeflenerek, Obeziteye ilişkin hastalık ve ölüm risklerini azaltmak, Bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve ,Yaşam kalitesini yükseltmektir. Obezite tedavisinde vücut ağırlığının 6 aylık dönemde %10 azalması, obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli yarar sağlamaktadır.

Diyabetten, organ yetmezliklerine kadar pek çok ciddi tabloya neden olabiliyor

Çağın hastalığı olarak kabul edilen obezite, sağlığı bozacak düzeyde vücuttaki yağ miktarının artmasıyla karakterize bir sağlık problemi olarak ortaya çıkar. Obezite, tüm dünyada ve ülkemizde sağlık harcamalarını artıran, bireylerin yaşam konforunu düşüren ve vakit kaybedilmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Sağlıksız beslenme alışkanlıklarının hareketsiz yaşam tarzı ile birleşmesi sonucunda ortaya çıkan obezite, birçok sağlık sorununun da başlangıç noktasıdır. Uyku apnesi,  astım, polikistik over sendromu, diyabet, hipertansiyon, safra kesesi hastalıkları, gut, karaciğer yağlanması, osteoartrit, düzensiz adet görme, solunum zorluğu, migren ve çeşitli kanser türleri bu sağlık sorunları arasındadır. Ayrıca aşırı kilo alımına bağlı olarak ortaya çıkan estetik yoksunluk nedeniyle psikolojik soruların da tetikleyicisidir.

2030 yılında obezitenin yılda 500 kanser vakasına neden olacağı öngörülüyor

İnsan vücudundaki yağ dokusu yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18'i, kadınlarda ise %20-25'ini oluşturmaktadır. Yağ oranının erkeklerde %25, kadınlarda ise %30'un üstüne çıkması, obeziteye neden olmaktadır. Yapılan araştırmalarda diyet ve egzersizle kilo verebilen kişi sayısının %10’u geçmediği belirlenmiştir.

Tüm kanser türlerinin %7’sininin oluşumunda obezitenin doğrudan etkisi olduğu tespit edilmiştir. Kronik hastalıkların birçoğunun ise en önemli nedeninin aşırı kilo alımı olduğu bilinmektedir. Genellikle estetik bir sorun olarak görülen obezite, aslında ciddi bir sağlık sorunudur. 2030 yılında obezitenin yılda 500 bin kanser vakasına neden olacağı öngörülmektedir.

 Obezite tedavisi kişiye özel olmalı

Obezite; fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması, enerji alımı ve kullanımı arasındaki dengesizlik nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Yaşam kalitesini ciddi anlamda düşüren obezite, tedavi edilebilen kronik bir hastalıktır. Obezite tedavisinin kişiye özgü olması gerekmektedir.

Beslenme (Diyet) Tedavisi

Obezitenin önlenmesinde beslenme  anahtar rol oynamaktadır. Obezitede uygulanacak diyet ve egzersiz  programı ile :

• Vücut ağırlığının, boya göre olması gereken (BKI= 18.5 - 24.9 kg/m2) düzeye indirilmesi hedeflenmelidir.

Diyet uygulamasının bireye özgü olduğu unutulmamalıdır.  Başlangıçta belirlenen hedefler, bireyin olması gereken ideal ağırlığı olabildiği gibi, ideal ağırlığının biraz üzerinde de olabilir.

• Uygulanacak zayıflama diyetleri yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri ile uyumlu olmalıdır.

Amaç, bireye doğru beslenme alışkanlığı kazandırılması ve bu alışkanlığın sürdürülmesidir.

• Vücut ağırlığı boya göre olması gereken düzeye geldiğinde tekrar ağırlık kazanımı önlenmeli

ve erişilen ağırlık korunmalıdır.

 

  • Sıvı: Günlük en az 2-3 litre sıvı tüketilmelidir. Su başta olmak üzere, içecekler ve gıdaların  içeriğinde bulunan görünür/görünmez su "sıvı" olarak tanımlanmaktadır. Su tüketimi günlük 8-10 su bardağı olmalıdır. Bununla birlikte bireysel farklıklar ve aktivite düzeyi sıvı gereksinimini etkiler. Vücuttaki metabolizma atıklarının atılabilmesi için yeterli miktarda sıvı alınmalıdır. Yemek öncesi, esnası ve sonrasında bol su içilmesi kabızlığın önlenmesinde oldukça etkilidir. Kabızlık bireyin ağırlık kaybetmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Sıvı tüketimi amacıyla şeker ilave edilmiş hazır meyve suları, gazlı içeceklerden vb. kaçınılmalıdır.
  • Karbonhidrat:  Günlük enerjinin yaklaşık %55-60'ı karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Şeker gibi basit karbonhidratlar azaltılmalı (günlük enerjinin %10), yerine kurubaklagiller (nohut, mercimek, kuru fasulye vb.) tam tahıl ürünleri, bulgur vb. kompleks karbonhidrat içeren gıdaların  tüketimi artırılmalıdır.

Bireyin günlük enerji alımı, haftada 0.5-1.0 kg ağırlık kaybını sağlayacak şekilde azaltılmalıdır. Birey yavaş ve uzun sürede zayıflatılmalıdır. Zayıflama diyetlerinde günlük enerji miktarının belirlenmesinde ilke; bireye harcadığından daha az enerji vermektir. Bireyin bazal metabolizma hızı (BMH) veya dinlenme metabolizma hızı (DMH) altında enerji verilmemelidir.

  • Protein: Günlük enerjinin yaklaşık %12-15'i proteinden gelmeli ve daha çok kaliteli protein kaynaklarından yararlanılmalıdır. Yumurta,baklagillerl ve balık kaliteli protien kaynağı olarak kabul edilir
  • Yağ: Günlük enerjinin yaklaşık %25-30'u yağlardan sağlanmalıdır. Yağ miktarının yanı sıra kullanılacak yağ türü de önemlidir. Enerjinin doymuş yağ asidinden gelen oranı %10'un altında olmalı, çoklu doymamış yağ asidi %7-8, tekli doymamış yağ asidi %10-15 olacak şekilde belirlenmelidir. Yağda eriyen vitaminlerin (A,D,E,K vitaminleri) vücutta kullanımını sağlamak için yağ miktarı çok azaltılmamalıdır. Yağ miktarının önerilenin üzerinde olması obezite ve kalpdamar  hastalıkları gibi önemli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olur.
  • Vitamin ve Mineraller: Zayıflama diyetlerinde düşük enerji içeriğine paralel olarak vitamin ve mineral (B grubu vitaminler, demir, kalsiyum vb.) yetersizlikleri görülebilir. Enerjisi çok düşük olmayan, besin öğeleri açısından dengeli diyetlerde, vitamin ve mineral yetersizliği söz konusu değildir.
  • Lif (Posa): Zayıflama diyetlerinde lif miktarı arttırılmalıdır (25-30 g/gün). Sebzeler, meyveler, kurubaklagiller, tam tahıl ürünleri, kepekli un ve kepekli ürünler önerilen doğal posa kaynaklarıdır.
  • Tuz: Diyetle tuz alımı <5 g/gün olmalıdır. Hipertansiyon, kalp yetmezliği veya başka nedenlerle ödemi bulunan obez bireylerin diyetlerinde tuz miktarı daha dikkatli ayarlanmalıdır. Tuz, iyotlu tuz şeklinde olmalıdır.
  •  Öğün Düzeni: Diyet 3 ana ve 3 ara öğün şeklinde düzenlenmelidir.
  • Sigara ve alkol: Sigara ve alkolden uzak durulmalıdır."