"
Tüm
dünyada hızla artan Obezite yaşam kalitesini düşüren çok faktörlü
kronik bir hastalıktır. Bu nedenle obezite ile mücadele konusunda
gerekli önlemlerin alınması zorunlu hale gelmiştir.
Avrupa
Sağlık otoriteleri (European Association for the Study of Obesity
(EASO)) tarafından 22 Mayıs günü “Avrupa Obezite Günü” olarak kabul
etmiştir. 2010 yılında bir kampanya şeklinde başlamıştır. Avrupa’da
obeziteye farkındalık için 22 Mayıs'da farklı etkinlikler
düzenlenmektedir.
Beslenme
alışkanlıklarındaki düzensizlik, çeşitli hastalıklar ve hareketsiz
yaşam, obeziteye neden oluyor. İnsan ömrünü kısaltan; diyabet, kalp,
tansiyon, solunum yolu ve mide sorunları gibi en az 30 hastalığın nedeni
olan obeziteden kurtulmak için mutlaka tedbir yardımı alınması
gerekiyor.
Şişmanlık
(obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.
Yağ dokusunun oranı; Yetişkin erkeklerde % 12 – 15, Yetişkin kadınlarda
%20 – 27 arasındadır. Bu oranların artması şişmanlığın belirtisidir. Bir
çok sağlık sorunlarına yol açması nedeniyle şişmanlığın önlenmesi
gerekmektedir. Şişmanlık ,Aşırı yemek yeme, Fiziksel hareket Azlığı
,Psikolojik bozukluklar,Metabolik ve hormonal bozukluklar gibi
sebeplerden oluşur, Boya uygun vücut ağırlığının dengede tutulması, uzun
ve sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır. Şişmanlık (Obezite) Yüksek kan
basıncı, Yüksek kan kolesterolü, Kalp-damar hastalıkları, İnme (felç),
Şeker hastalığı, Bazı kanser türleri, Solunum yetersizlikleri,
Kas-iskelet sistemi hastalıkları vb. sağlık sorunları riskini arttırır.
Vücut ağırlığının denetimi için; Yeterli ve dengeli beslenme ve düzenli
fiziksel aktivite ile sürdürülen bir yaşam biçimi seçilmelidir.
Şişman olduğunuzu nasıl anlarsınız?
İdeal kilo beden kitle indeksine(BKİ) göre belirlenir. BKİ boyumuzun karesinin vücut ağırlığına bölünmesiyle elde edilmektedir. BKİ = [Ağırlık (kg) / Boy (m2) ]
BKİ < 18,5 zayıf
BKİ = 18,5 - 25 arasında ise normal kilolu
BKİ = 25 - 30 ise fazla kilolu
BKİ = 30 - 40 ise obez
BKİ > 40 ise morbit obez
Değerler,
boy uzunluğu ile ilişkilidir. Değerlerin bu aralıklarda olması, kilonun
sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Sağlıklı kilo için bireyin vücut
bileşeni de önemlidir. Sınırların altında veya üstünde olmak sağlık
sorunları ile ilgili riskin var olduğunu göstermektedir.
Bel
çevresi erkeklerde 94 cm ve kadınlarda 80 cm’nin üzerine çıkmamalıdır.
Bel çevresinin erkeklerde 102 cm ve kadınlarda 88 cm’nin üzerine çıkması
sağlık riskini arttırır. Şişmanlıktan Korunmak İçin Boyunuza uygun
ağırlığı hedefleyin. Sağlıklı ağırlığa sahipseniz kilo almaktan kaçının.
Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı edinin Besinlerden aldığınız
enerji ile harcadığınız enerji miktarını dengeleyin.Kısa sürede hızla
kilo verdiren şok diyetler yerine, Yeterli ve dengeli beslenme
ilkelerini içeren zayıflama diyetlerini uygulayın. Yağlı ve şekerli
besinleri az ve seyrek tüketin. Besinlerinizi pişirirken kızartma ve
kavurma yöntemlerinin yerine haşlama, fırında pişirme, buğulama vb.
yöntemleri tercih edin. Düzenli beslenin, öğün atlamayın. Günde 8-10
bardak su için. Her gün en az 30 dakika fiziksel aktivite yapmanızınız
önerilir.
Obezite
tedavi edilebilen kronik bir hastalıktır. tedavisinde çeşitli yöntemler
vardır.Tıbbi beslenme (diyet tedavisi),Egzersiz tedavisi, Davranış
değişikliği tedavisi, İlaç tedavisi, Cerrahi tedavi gibi. Obezite
tedavisi hekim,diyetisyen, psikolog ve fizyoterapistten oluşan bir ekip
tarafından düzenlenmelidir.Obezite tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut
ağırlığı kaybı hedeflenerek, Obeziteye ilişkin hastalık ve ölüm
risklerini azaltmak, Bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı
kazandırmak ve ,Yaşam kalitesini yükseltmektir. Obezite tedavisinde
vücut ağırlığının 6 aylık dönemde %10 azalması, obezitenin yol açtığı
sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli yarar sağlamaktadır.
Diyabetten, organ yetmezliklerine kadar pek çok ciddi tabloya neden olabiliyor
Çağın
hastalığı olarak kabul edilen obezite, sağlığı bozacak düzeyde
vücuttaki yağ miktarının artmasıyla karakterize bir sağlık problemi
olarak ortaya çıkar. Obezite, tüm dünyada ve ülkemizde sağlık
harcamalarını artıran, bireylerin yaşam konforunu düşüren ve vakit
kaybedilmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Sağlıksız
beslenme alışkanlıklarının hareketsiz yaşam tarzı ile birleşmesi
sonucunda ortaya çıkan obezite, birçok sağlık sorununun da başlangıç
noktasıdır. Uyku apnesi, astım, polikistik over sendromu, diyabet,
hipertansiyon, safra kesesi hastalıkları, gut, karaciğer yağlanması,
osteoartrit, düzensiz adet görme, solunum zorluğu, migren ve çeşitli
kanser türleri bu sağlık sorunları arasındadır. Ayrıca aşırı kilo
alımına bağlı olarak ortaya çıkan estetik yoksunluk nedeniyle psikolojik
soruların da tetikleyicisidir.
2030 yılında obezitenin yılda 500 kanser vakasına neden olacağı öngörülüyor
İnsan
vücudundaki yağ dokusu yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18'i,
kadınlarda ise %20-25'ini oluşturmaktadır. Yağ oranının erkeklerde %25,
kadınlarda ise %30'un üstüne çıkması, obeziteye neden olmaktadır.
Yapılan araştırmalarda diyet ve egzersizle kilo verebilen kişi sayısının
%10’u geçmediği belirlenmiştir.
Tüm
kanser türlerinin %7’sininin oluşumunda obezitenin doğrudan etkisi
olduğu tespit edilmiştir. Kronik hastalıkların birçoğunun ise en önemli
nedeninin aşırı kilo alımı olduğu bilinmektedir. Genellikle estetik bir
sorun olarak görülen obezite, aslında ciddi bir sağlık sorunudur. 2030
yılında obezitenin yılda 500 bin kanser vakasına neden olacağı
öngörülmektedir.
Obezite tedavisi kişiye özel olmalı
Obezite;
fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması, enerji alımı ve
kullanımı arasındaki dengesizlik nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Yaşam
kalitesini ciddi anlamda düşüren obezite, tedavi edilebilen kronik bir
hastalıktır. Obezite tedavisinin kişiye özgü olması gerekmektedir.
Beslenme (Diyet) Tedavisi
Obezitenin önlenmesinde beslenme anahtar rol oynamaktadır. Obezitede uygulanacak diyet ve egzersiz programı ile :
• Vücut ağırlığının, boya göre olması gereken (BKI= 18.5 - 24.9 kg/m2) düzeye indirilmesi hedeflenmelidir.
Diyet
uygulamasının bireye özgü olduğu unutulmamalıdır. Başlangıçta
belirlenen hedefler, bireyin olması gereken ideal ağırlığı olabildiği
gibi, ideal ağırlığının biraz üzerinde de olabilir.
• Uygulanacak zayıflama diyetleri yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri ile uyumlu olmalıdır.
Amaç, bireye doğru beslenme alışkanlığı kazandırılması ve bu alışkanlığın sürdürülmesidir.
• Vücut ağırlığı boya göre olması gereken düzeye geldiğinde tekrar ağırlık kazanımı önlenmeli
ve erişilen ağırlık korunmalıdır.
- Sıvı: Günlük
en az 2-3 litre sıvı tüketilmelidir. Su başta olmak üzere, içecekler ve
gıdaların içeriğinde bulunan görünür/görünmez su "sıvı" olarak
tanımlanmaktadır. Su tüketimi günlük 8-10 su bardağı olmalıdır. Bununla
birlikte bireysel farklıklar ve aktivite düzeyi sıvı gereksinimini
etkiler. Vücuttaki metabolizma atıklarının atılabilmesi için yeterli
miktarda sıvı alınmalıdır. Yemek öncesi, esnası ve sonrasında bol su
içilmesi kabızlığın önlenmesinde oldukça etkilidir. Kabızlık bireyin
ağırlık kaybetmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Sıvı tüketimi
amacıyla şeker ilave edilmiş hazır meyve suları, gazlı içeceklerden vb.
kaçınılmalıdır.
- Karbonhidrat: Günlük
enerjinin yaklaşık %55-60'ı karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Şeker
gibi basit karbonhidratlar azaltılmalı (günlük enerjinin %10), yerine
kurubaklagiller (nohut, mercimek, kuru fasulye vb.) tam tahıl ürünleri,
bulgur vb. kompleks karbonhidrat içeren gıdaların tüketimi
artırılmalıdır.
Bireyin
günlük enerji alımı, haftada 0.5-1.0 kg ağırlık kaybını sağlayacak
şekilde azaltılmalıdır. Birey yavaş ve uzun sürede zayıflatılmalıdır.
Zayıflama diyetlerinde günlük enerji miktarının belirlenmesinde ilke;
bireye harcadığından daha az enerji vermektir. Bireyin bazal metabolizma
hızı (BMH) veya dinlenme metabolizma hızı (DMH) altında enerji
verilmemelidir.
- Protein: Günlük
enerjinin yaklaşık %12-15'i proteinden gelmeli ve daha çok kaliteli
protein kaynaklarından yararlanılmalıdır. Yumurta,baklagillerl ve balık
kaliteli protien kaynağı olarak kabul edilir
- Yağ: Günlük
enerjinin yaklaşık %25-30'u yağlardan sağlanmalıdır. Yağ miktarının
yanı sıra kullanılacak yağ türü de önemlidir. Enerjinin doymuş yağ
asidinden gelen oranı %10'un altında olmalı, çoklu doymamış yağ asidi
%7-8, tekli doymamış yağ asidi %10-15 olacak şekilde belirlenmelidir.
Yağda eriyen vitaminlerin (A,D,E,K vitaminleri) vücutta kullanımını
sağlamak için yağ miktarı çok azaltılmamalıdır. Yağ miktarının
önerilenin üzerinde olması obezite ve kalpdamar hastalıkları gibi
önemli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olur.
- Vitamin ve Mineraller: Zayıflama
diyetlerinde düşük enerji içeriğine paralel olarak vitamin ve mineral
(B grubu vitaminler, demir, kalsiyum vb.) yetersizlikleri görülebilir.
Enerjisi çok düşük olmayan, besin öğeleri açısından dengeli diyetlerde,
vitamin ve mineral yetersizliği söz konusu değildir.
- Lif (Posa): Zayıflama
diyetlerinde lif miktarı arttırılmalıdır (25-30 g/gün). Sebzeler,
meyveler, kurubaklagiller, tam tahıl ürünleri, kepekli un ve kepekli
ürünler önerilen doğal posa kaynaklarıdır.
- Tuz: Diyetle
tuz alımı <5 g/gün olmalıdır. Hipertansiyon, kalp yetmezliği veya
başka nedenlerle ödemi bulunan obez bireylerin diyetlerinde tuz miktarı
daha dikkatli ayarlanmalıdır. Tuz, iyotlu tuz şeklinde olmalıdır.
- Öğün Düzeni: Diyet 3 ana ve 3 ara öğün şeklinde düzenlenmelidir.
- Sigara ve alkol: Sigara ve alkolden uzak durulmalıdır."